• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/AlperOsmanGenc
  • https://www.twitter.com/aogenc
  • https://www.instagram.com/genchukukburosu
www.genchukuk.info
Vakitler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam30
Toplam Ziyaret211903
Üyelik Girişi

Korona Salgını: COVID-19

Kıymetli okurlarım, öncelikle hepinize bu yeni köşeden merhaba diyerek yazıma başlamak istiyorum. Bundan böyle her hafta güncel, aktüel ve hukuki mevzulardaki yazılarımla inşallah bu köşede buluşacağız. Dilim döndüğünce gündemden seçtiğim konulardaki düşünce ve bilgilerimi siz kıymetli okuyucularımla paylaşmaya çalışacağım.  Bu ilk yazım ülkemizdeki korona virüs salgınına denk geldiği için bu haftaki yazımda bu tür salgın zamanlarında kamu otoritesi tarafından alınan tedbirlere aykırı davranmayı hukuki açıdan ele alıp değerlendireceğim. 

 

Çin'de ortaya çıkmasının ardından tüm dünyayı alarma geçiren yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı ülkemizde alınan çok yüksek düzeyli önlemlere rağmen maalesef can kayıpları yaşıyoruz. Çok şükür ki kayıplarımız fazla değil. Lakin giden her can yüreğimizi sızlatıyor. Tedbir almakta geciken bazı ülkelerde ise tablo tam bir felakete dönüşmüş durumda. Özellikle İtalya, İran ve Fransa’da durum içler acısı...

 

Salgının büyük boyutlara ulaşmasının önlenmesinde virüsün izole edilmesi ve yayılmasının geciktirilmesi çok önemli rol oynuyor. Ülkemizin yanı sıra Japonya’da da alınan önlemler sayesinde tahribatın büyümesi engellendi. Birçok ülkeyle sınırların kapatılması, yolcu taşımacılığının durdurulması hastalığın yayılmasına mani oldu. Sağlık Bakanlığı, hastalığın kuluçka devresinin 14 gün olduğuna dikkat çekerek; son 14 gün içinde yeni tip koronavirüs (Covid-19) görülen ülkelerden birinden Türkiye'ye gelinmesi durumunda 14 gün kuralına riayet edilerek; ateş, öksürük, solunum sıkıntısı gibi belirti ve bulgular olmasa bile 14 gün boyunca evden çıkılmaması gerektiğini vurguluyor. 

 

Ülkemizde 1930 yılında çıkarılan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda salgın hastalık zamanında yapılacak işler ve uyulacak kurallar ile ilgili geniş bir düzenleme mevcuttur. Hastaların karantina altına alınması, kara, deniz ve havayolu seferleri, yurtdışına seyahat veya yurt dışından gelenlerle ilgili düzenlenmeler bu kanunda hüküm altına alınmıştır. Kanunun 83.maddesinde, salgın hastalık zamanlarında icap ettiği durumlarda karantina uygulamasının yapılabileceği belirtilerek; “Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir” denilmek suretiyle mecburi olarak karantina altına alınanların ve ailelerinin bu zaman zarfındaki yeme içme masraflarının ve ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Aynı kanunun 95.maddesinde de “Sari hastalıklara karşı kullanılan her nevi serum ve aşılar Hükümet tarafından ihzar edilir” denilmek suretiyle salgın hastalık zamanlarında kullanılacak aşı ve ilaçların devlet tarafından hazır edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. 

 

İşte tam da bu noktada halkımızın alınan tedbirlere uymasının ne kadar önem arzettiği ortaya çıkıyor. Salgının önlenmesi hususunda esas iş vatandaşa düşüyor. Eğer halkımız krizin boyutlarını küçümser ve tedbirlere, tavsiyelere uymazsa biz de ülkemizde Allah korusun büyük bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz. Bu sebeple herkesin tedbirlere uyması hayati önem taşıyor. Şayet kamu otoritesi tarafından alınan tedbirlere aykırılık olursa, Türk Ceza Kanunu (TCK) 195.maddesinde düzenlenmiş “Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma” suçu işlenmiş olur. Söz konusu madde, "Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" hükmünü getirmiştir. Düzenlemenin gerekçesinde, bulaşıcı hastalıklara yakalanmış veya ölmüş kimselerin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uyulmamasının suç olarak tanımlanmasında kamu sağlığının korunması amacının güdüldüğü ifade edilmiştir. 

 

Haftaya yeniden görüşmek üzere hepinize sağlıklı günler dilerim. Hoşçakalın...

 

19 MART 2020

 

Av. Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com

 


Yorumlar - Yorum Yaz