• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • https://www.facebook.com/AlperOsmanGenc
  • https://www.twitter.com/aogenc
  • https://www.instagram.com/genchukukburosu
www.genchukuk.info
Vakitler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam151
Toplam Ziyaret213745
Üyelik Girişi
Özel Hayatın Gizliliği İlkesi

Teknoloji ve iletişimin çok ileri noktalara ulaşmasıyla sık sık ihlali gündeme gelen, özellikle son zamanlarda basın yayın organlarında sıkça gördüğümüz özel hayatın gizliliği ilkesi, demokratik hukuk devleti olmanın gereklerinden olup, kişilerin özel hayatlarını korumayı amaçlar. Özel hayatın gizliliği, insanın toplum içinde sağlıklı bir birey olarak varolabilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için korunan bir hukuki değerdir. Anayasalardaki düzenlemelerle ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmaya çalışılan özel hayatın gizliliği prensibi sayesinde insanlar mahremiyet hakkına sahip olur. 

 

Özel Hayat Dairesinin Sınırı

Özel hayat, kişiye özel olan, başkalarının bilmediği ve bilmesi gerekmeyen, kişinin herkesten gizlediği hayatıdır. Bu kavram Yargıtay kararlarında; “kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamı” olarak ifade edilmiş ve bu yönüyle de korunmaya muhtaç olduğu belirtilmiştir. Buradan hareketle özel hayatın, sosyal yaşamın her alanında var olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür. Yani kişinin sadece evinde değil, evinin dışında da işyerinde veya gittiği alışveriş merkezinde, dolaştığı caddelerde özel hayatının olduğunu kabul etmek gerekir. Nitekim yine Yargıtay kararlarında bu durumla ilgili; “kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yaptıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kapsamına dahildir” değerlendirmesi yapılmış ve özel hayat dairesinin sınırı geniş tutulmuştur. 

 

Ceza Kanununda Özel Hayat

Kişilerin özel hayatının gizliliği ilkesinin hukuk düzeni tarafından koruma altına alındığını belirtmiştik. Peki bu ilkenin ihlalinin sonucu ne olacaktır? Hukuk düzeni ceza kanunları vasıtasıyla bu ilkenin ihlalini suç saymış ve aksi davranışları cezalandırma yoluna gitmiştir. Böylece kişilerin özel hayatlarına yapılacak müdahalelerden korunması amaçlanmıştır. Bizim ülkemizde Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) md.134’te özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur” şeklinde düzenlenmiş ve insanların birbirinin gizli yaşam alanlarına girmesi engellenmek istenmiştir. 

 

Mobese ve Güvenlik Kameraları

Özel hayatın gizliliği ilkesi bağlamında toplumda en çok tartışılan hususlardan birisi ev ve işyerlerinin dışındaki güvenlik kameraları ve caddelerdeki Mobese kameralarıdır. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan bir olayla ilgili Yargıtay tarafından verilen kararda, komşunun evinin penceresi ve avlusunu gören güvenlik kamerasının özel hayatın gizliliği ilkesine aykırılık teşkil ettiği belirtilerek kameranın kaldırılmasına hükmedildi. 

Yine Yargıtay incelemesine konu olan bir başka olayda, kaldırımda yürüyen iki kadının, 25 metre ilerideki bir şahıs tarafından fotoğraflarının çekilmesi, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçu sayıldı. Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararında, bir kişinin sokakta bulunmasının izinsiz olarak görüntü ve sesinin kaydedilmesine rıza gösterdiği anlamına gelemeyeceği belirtildi. 

Diğer taraftan, Mobese kameralarıyla ilgili olarak da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, kameraların, özel alanları görmeyecek şekilde montaj edildiğini açıkladı. 

 

Av. Alper Osman Genç – İstanbul Barosu (avukatalpergenc@gmail.com)

  
1069 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın